Op.Dr. Nurettin Türktekin
Düşük Over Rezervi

Düşük Over Rezervi

Düşük over rezervi, kadınların doğurganlık potansiyelini ve yumurta rezervini belirleyen bir durumdur. 

Antimülleryen Hormon (AMH), kadınların yumurtalıklarında üretilen bir hormondur. Bu hormon, doğuştan gelen yumurtalık rezervinin miktarını ve kalitesini belirlemede kritik bir rol oynar. Yüksek AMH seviyeleri, daha fazla yumurta rezervine işaret ederken, düşük oranda kalmış olması, buradaki sorunu işaret ediyor olabilir.

AMH hormonu, kadınların doğurganlık potansiyelini değerlendirmede önemlidir. Kadınların yaş aldıkça ve doğurganlık dönemleri geçtikçe, AMH seviyeleri düşer ve yumurta rezervi azalır. Bu nedenle, AMH hormonu düzeyi, kadınların gebe kalma olasılığı ve tüp bebek tedavisi başarı şansını tahmin etmede kullanılır. Adet döngüsünün belirli bir anında, açlık tokluk durumuna bakılmadan kandan ölçülebilmektedir.

Kadınlarda Yumurta Rezervinin Belirlenmesi

"Yumurta rezervine nasıl bakılır?" ve "Kadınlarda yumurta rezervi en az kaç olmalı?" sorularının yoğun olarak cevabı aranmaktadır. Yumurta rezervi, kadınların yumurtalıklarında bulunan antral folikül adı verilen küçük kistlerin sayısı ve büyüklüğü ile belirlenir. Bu kistler, ultrasonografi ile kolayca görülebilir. Yumurta rezervini değerlendirmek için yapılan ultrason muayenesi, kadının yumurtalıklarındaki folikül sayısını tespit eder ve doktorlara yumurta rezervi hakkında önemli bilgiler sağlar.

AMH hormonunun normal değeri kadınlar için yaşa ve laboratuvar yöntemine bağlı olarak değişebilir. Genellikle, üreme çağındaki kadınlarda bu rakamın 1 ile 3.5 ng/mL arasında olması beklenir. Ancak, bu değerler laboratuvarlara göre farklılık gösterebilir. Bunun yanında, FSH hormonu, yumurtalıkları uyararak yumurtaların büyümesini ve olgunlaşmasını sağlar. FSH testi, kadının adet döngüsünün üçüncü gününde kan örneği alınarak yapılır. Yumurta rezervine ne zaman bakılır sorusunun yanıtı budur.

Test sonucu yüksek seviyelerde ise bu, yumurta rezervinin azaldığını veya mevcut kalitenin düşük olduğuna işaret edebilir. Ayrıca estradiol da yumurta rezerv testi için diğer bir yöntemdir. Bu, yumurtalıklar tarafından üretilen bir östrojen hormonudur. Ölçüm FSH testiyle birlikte yapılır ve yumurta rezervini değerlendirmede yardımcı olur. Test sonuçları, hastanın doğurganlık potansiyeli hakkında bilgi sağlar ve gebe kalma şansını değerlendirmede önemli bir rol oynar. 

Düşük Over Rezervinin Nedenleri ve Semptomları

Yaş, bu problemin en önemli nedenlerinden biridir. Kadınlarda yaş ilerledikçe yumurtalıklarındaki sayı ve kalite azalır. Bu, doğurganlık potansiyelini etkiler ve gebelik şansını düşürür. Özellikle 35 yaşından sonra düşük yumurta rezervi riski artar ve kadınların gebe kalma olasılığı azalır.

Bu sorun bazı insanlarda genetik yatkınlık sonucunda da ortaya çıkabilir. Ailesinde erken menopoz öyküsü olan kadınlar, düşük over rezervi riski altında olabilirler. Genetik faktörler, yumurtalık rezervinin kalitesini ve miktarını etkileyerek doğurganlık şansını olumsuz yönde etkileyebilir. İlerleyen dönemlerde, menopoz öncesinde bu belirtiye ek olarak aşağıdaki semptomlar da görülebilir;

  • Vajinada kuruluk ve ilişki sırasında acı.
  • Regl döngüsünde bazı aylarda atlama.
  • Sıcak basması.
  • Uykuya dalmada güçlük.

Bunun yanında çevresel faktörler de yumurta rezerv düşüklüğü görülmesinde rol oynayabilir. Sigara içmek, alkol tüketmek, aşırı kilolu veya obez olmak ve bazı kimyasal maddelere maruz kalmak, yumurta rezervini olumsuz etkileyebilir. Sağlıklı yaşam tarzı ve çevresel etkenlerin kontrol altına alınması, bu rahatsızlığı önleme konusunda önemlidir.

Düşük Over Rezervi Tedavisi

Günümüzde halen kadınlarda yumurta rezervini artırmak için kesin olarak bir tedavi geliştirilememiştir. Ancak düşük over potansiyeline sahip olan kadınlar, doğurganlık olasılığını artırmak için bazı adımlar atabilirler. Bu sorun, tüp bebek tedavisinde başarı şansını da etkileyebilir. Ancak tüp bebek, düşük over rezervi olan kadınlara çocuk sahibi olma imkanı sunar. Bu uygulama döllenmiş yumurtaların rahme transfer edilmesi sürecini içerir ve gebelik ihtimali düşük durumdaki kadınlar için umut verici bir seçenek olabilir.

Bu rahatsızlığa sahip olan hastalar doğurganlık potansiyelini korumak için bazı adımlar atabilirler. Öncelikle, sağlıklı yaşam tarzı benimsemek ve çevresel etkenleri minimize etmek önemlidir. Yumurta donasyonu veya yumurta rezervini korumak için dondurma gibi yöntemler, bu problemi yaşayanlar için seçenekler arasındadır.

Düşük Yumurta Rezervi Olan Kadınlara Uygulanan PRP Tedavisi

Platelet-Rich Plasma (PRP) tedavisi, bir hastanın kendi kanını kullanarak iyileşmeyi ve doku onarımını uyarmak için kullanılan bir rejeneratif tıp tekniktir. Bu işlem, hastadan küçük bir kan miktarı alınarak başlar ve ardından kanın santrifüj ile trombositleri diğer kan bileşenlerinden ayırmak suretiyle işlenir. Elde edilen PRP solüsyonu, doku yenilenmesini ve onarımını teşvik eden büyüme faktörleri ve biyoaktif proteinler bakımından zengindir.

Düşük yumurta rezervi bağlamında PRP tedavisi alternatif olarak değerlendirilmektedir ve üzerindeki çalışmalar sürmektedir. Temelde yumurtalık dokusunu gençleştirmeyi ve sağlıklı yumurtaların gelişimini teşvik etmeyi amaçlar. Yüksek büyüme faktörlerini içeren PRP solüsyonu, ultrason rehberliğinde dikkatlice yumurtalıklara enjekte edilir. PRP'nin büyüme faktörleri, dormant folikülleri uyarmaya ve bunların olgun yumurtalara dönüşmesine yardımcı olur.

İşlem sırasında, hastanın kolundan genellikle 20-30 mililitre civarında bir kan alınır. Kan, trombositleri ayırmak için santrifüjde işlenir ve elde edilen PRP solüsyonu toplanır. Hastanın yumurtalıkları lokal anestezi ile uyuşturulur ve ince bir iğne kullanılarak ultrason eşliğinde yumurtalıkların çeşitli bölgelerine PRP solüsyonu dikkatlice enjekte edilir. 

Türkiye'nin en iyi kadın hastalıkları uzmanı olan Op. Dr. Nurettin Türktekin'in kliniğine gelerek sorunlarınızı güvenli ve konforlu bir şekilde çözebilirsiniz. Tüm prosedürler hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için lütfen iletişim bilgilerimizden bize ulaşın.

YUMURTALIK KİSTİ (OVER KİSTİ) NEDİR?

 

Yumurtalık kistleri, yumurtalığın içinde görülen içi sıvı ile dolu kese veya keseciklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları 3 cm'ye ulaşabilen folikül adı verilen kist oluşur. Sonra bu kist çatlar ve yumurta açığa çıkar. Gençlerde yumurtlama sorunu olan kızlarda çatlayamayan normal ya da fizyolojik folikül kistleri her ay büyüyerek 5-10 cm ye ulaşabildikleri gibi polikistik over diye adlandırdığımız küçük 0.5-1 cm boyutlarında dizi halinde çok sayıda görülebiliyor. Bu fonksiyonel olan kistlerin dışında iyi veya kötü huylu yumurtalık kistleri de her yaş grubunda görülebilmektedir.

En sık görülen fonksiyonel yumurtalık kistleri dışında kistler iyi veya kötü huylu tümöral kistler şeklinde olabilirler. Ayrıca enfeksiyon sonucunda apse şeklini almış kistler görülebilir ki bu duruma genellikle ağrı ve yüksek ateş eşlik eder.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Düşük over rezervi ve erken menopoz farklı durumlardır. Düşük over rezervi, yumurta rezervinin azaldığı bir durumu ifade ederken, erken menopoz, doğurganlık döneminin erken sona ermesine neden olan bir durumdur. Ancak, düşük over rezervi olan kadınlar, erken menopoz riski altında olabilirler.

Evet, düşük over rezervi olan kadınlar gebe kalabilir, ancak bu durum doğurganlık potansiyelini etkileyebilir ve gebe kalma sürecini zorlaştırabilir.

Evet, düşük over rezervi olan kadınlar yumurta donasyonu seçeneğini değerlendirebilirler. Yumurta donasyonu, genç ve sağlıklı bir kadının yumurtalarının kullanılmasıyla yapılır ve düşük over rezervi olan kadınlar için çocuk sahibi olma şansı sunar.

Copyright © 2024 Dr. Nurettin TÜRKTEKİN. All right reserved.
Design By