Hidrosalpenks, kadın üreme sistemine ait bir ifadedir ve fallop tüplerinin içerisinde sıvı birikimi olarak tanımlanır.
"Hidro" su anlamına gelirken, "salpenks" fallop tüplerini ifade eder. Bunlar, rahimle yumurtalıkları birleştiren ve döllenmiş yumurtanın rahime ulaşmasını sağlayan kanal şeklinde yapılarıdır. Hidrosalpenks tedavi edilmezse ne olur sorusunun yanıtı sıklıkla merak edilmektedir. Bu durum, burada biriken sıvı nedeniyle tüplerin normal işlevini görmesini engelleyebilir. Ayrıca döllenmiş yumurtanın rahime ulaşmasını zorlaştırabilir ve infertilite (kısırlık) sorunlarına yol açabilir. Bu hastalık genellikle enfeksiyonlar ve endometriozis gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
Hidrosalpenks, bazen belirgin semptomlara neden olmayabilir ve çoğu zaman tesadüfen tıbbi incelemeler sırasında tespit edilir. Bununla birlikte, bazı kadınlarda bazı belirtiler görülebilmektedir. En yaygın görülenlerden biri olan karın ağrısı, bu bölgede ağrı veya rahatsızlık hissiyle ortaya çıkar. Bu şikayet genellikle alt karın veya pelvik bölgede hissedilir. Bu, ileri vakalarda kronikleşebilir.
Tüplerde sıvı birikmesi bakteriler için uygun bir ortam oluşturmasına neden olabilir. Bu da pelvik enfeksiyon riskini artırabilir. Bu rahatsızlık ateş, ağrı, vajinal akıntı gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Aynı zamanda fallop tüplerinin yakınındaki doku veya organlara baskı yaptığından adet döngüsünde düzensizlikler görülebilir. Uzman, rahim filmi yardımıyla ortadaki belirtileri de kullanarak teşhis koyabilir.
Hidrosalpenksin nedenleri çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. En sık karşılaşılan sebebi enfeksiyondur. Pelvik bölgede görülenler, özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklar (örneğin klamidya veya gonore), fallop tüplerinde normal akışı bozup iltihaplanmaya ve sıvı birikimine neden olurlar. En çok görülen faktörler aşağıda listelenmiştir:
Bir diğer başat sebep olan Endometriozis, rahim iç tabakasının bölgenin dışında büyümesine neden olan bir durumdur. Eğer bu büyüme fallop tüplerine yakın bölgelerde gerçekleşirse, tüplerin yapısını etkileyerek hidrosalpenks oluşumuna yol açabilir. Bunların yanında hastanın geçirmiş olduğu önceki rahim veya tüp cerrahilerinden kalan yanlış iyileşme veya yara dokusu oluşumu da buradaki normal işleyişi olumsuz etkileyebilir.
Hidrosalpenks teşhisi için modern tıbbın imkanları dahilinde belirli testlerden yararlanılır. Ultrason, pelvik organların görüntülenmesi için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Transvajinal ultrasonografi, pelvik yapıların daha detaylı bir şekilde incelenmesine yardımcı olabilir ve tüplerdeki sıvı birikimi veya yapısal sorunları tespit etmeye yardımcı olabilir.
Bunun yanında Histerosalpingografi, rahim içine kontrast madde enjekte edilerek rahim ve tüplerin röntgen görüntülerinin alındığı bir prosedürdür. Bu yöntemle tüplerin durumu, tıkanıklıklar veya sıvı birikimi gibi sorunlar daha net bir şekilde görülebilir. Klasik yöntemlerden biri olan MRI ise detaylı görüntüler elde etmek için manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanır. Bu metotla bölgedeki yapıların daha ayrıntılı şekilde incelenmesi ve tüplerdeki anomaliliklerin tespit edilmesi sağlanabilir.
Hidrosalpenksin tedavisi, hastanın durumuna, semptomlara ve altta yatan diğer nedenlere bağlı olarak değişebilir. Kesin tanı ve doğru tedavi ile hamilelik şansı oldukça yükselebilmektedir. Eğer hastalığın nedeni tüplerdeki tıkanıklıklar, yapışıklıklar veya diğer fiziksel sorunlarsa, cerrahi müdahale düşünülebilir. Laparoskopik cerrahi, diğer adıyla tüplerde sıvı birikmesi ameliyatı, genellikle küçük kesiler yapılarak ilgili yerdeki sorunları düzeltmeye yönelik olarak kullanılır. Bu şekilde tüplerin yapısını iyileştirmek veya tıkanıklıkları açmak mümkündür.
Rahatsızlığın şiddeti ve tüplerin durumuna bağlı olarak, bazen tüplerin tamamen alınmaları (Salpenjektomi) da gerekebilir. Bu, bölgenin normal işlevini geri kazanmasının mümkün olmadığı durumlarda tercih edilir. Küçük bir kesi yapılarak gerçekleştirilir. Son yıllarda bu yöntem, belirli riskler taşıdığından dolayı, IVF tüp bebek tedavisine göre daha az tercih edilen bir seçenektir.
Eğer kişinin sahip olduğu bu hastalık tedavi edilmesi zor durumda ise, çiftlere tüp bebek seçeneği önerilebilir. IVF, döllenmiş yumurtanın laboratuvar koşullarında oluşturulduğu ve sonra rahme transfer edildiği bir üreme yöntemidir. Hafif ve fazla belirti göstermeyen vakalarda ise uzmanlar genellikle hastayı yalnızca dışarıdan gözlemek isterler. Kişinin nasıl iyileşeceği koşullara bağlıdır. Bazı vakalarda yalnızca sağ tüpte sıvı birikmesi görülebilirken, her ikisinin de tıkandığı duruma bilateral hidrosalpenks adı verilir.
Hidrosalpenks ameliyatı fiyatı operasyonun yapıldığı yere, işlemi gerçekleştiren kliniğin şartlarına, cerrahın tecrübesine ve vakanın kapsamına göre değişkenlik gösterir. Hidrosalpenks ameliyatı olanlar tarafından verilen geri dönüşlere bakılarak uygulamadan ne kadar memnun kaldıkları görülebilir. Aynı zamanda operasyon sonrasında hamile kalmak için beklenmesi gereken süre de merak edilmektedir. Her durum bir diğerinden farklıdır ve hamilelik denemelerine ne zaman başlayacağınıza karar vermeden önce mutlaka doktorunuzla konuşmanız önemlidir. Uzman doktor, hastanın durumuna ve tedavi sürecine göre en uygun zamanı belirlemenize yardımcı olacaktır.
Hidrosalpenks olup hamile kalanlar tedavilere güvenilmesi gerektiğinin göstergesidir. Türkiye'nin en iyi tüp bebek tedavisini gerçekleştiren Op. Dr. Nurettin Türktekin, yeni hastalarına da ümit olmaya devam ediyor. Hidrosalpenks, kısırlık ve endometriozis gibi vakalarda yüksek başarı ile iyileşme şansını atlamayın. Tüm prosedürler hakkında daha fazla bilgi ve randevu almak için lütfen bize ulaşın.
Yumurtalık kistleri, yumurtalığın içinde görülen içi sıvı ile dolu kese veya keseciklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları 3 cm'ye ulaşabilen folikül adı verilen kist oluşur. Sonra bu kist çatlar ve yumurta açığa çıkar. Gençlerde yumurtlama sorunu olan kızlarda çatlayamayan normal ya da fizyolojik folikül kistleri her ay büyüyerek 5-10 cm ye ulaşabildikleri gibi polikistik over diye adlandırdığımız küçük 0.5-1 cm boyutlarında dizi halinde çok sayıda görülebiliyor. Bu fonksiyonel olan kistlerin dışında iyi veya kötü huylu yumurtalık kistleri de her yaş grubunda görülebilmektedir.
En sık görülen fonksiyonel yumurtalık kistleri dışında kistler iyi veya kötü huylu tümöral kistler şeklinde olabilirler. Ayrıca enfeksiyon sonucunda apse şeklini almış kistler görülebilir ki bu duruma genellikle ağrı ve yüksek ateş eşlik eder.
Tedavi süreci çiftin durumuna ve seçilen tedavi yöntemine göre değişebilir. Tedavi süresi birkaç aydan birkaç yıla kadar farklılık gösterebilir.
Evet, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma, stresten uzak durma, sigara ve alkol tüketiminden kaçınma gibi adımlar kısırlık riskini önemli ölçüde azaltabilir.
Kadınlarda 35 yaşından sonra kısırlık riski artar. Ancak erkeklerde yaşın kısırlık riski üzerindeki etkisi daha azdır.
