Op.Dr. Nurettin Türktekin
Yaşam Tarzı ve Kısırlık

Yaşam Tarzı ve Kısırlık

Yaşam tarzı ve kısırlık arasındaki ilişkiyi doğru anlamak, çiftlerin gebelik isteklerini gerçekleştirebilmeleri adına oldukça önemlidir.

Öncelikle “Kısırlık nedir?” sorusunun yanıtını bilmek gereklidir. Diğer adıyla interfilite, partnerlerin korunmasız olarak düzenli cinsel ilişkiye girmelerine rağmen hamileliğin görülmediği durumu tanımlamak için kullanılır. Özellikle 35 yaş üstü kadınlarda gebe kalma olasılığı daha düşük olduğundan zaman kaybetmeden tedaviye başlanması tavsiye edilir.

İnterfilite tanımı yapıldıktan sonra genellikle “Kısırlık nasıl anlaşılır?” konusunda bilgilenmek faydalıdır. Günümüzde bu sorunun tedavisinde birçok farklı tedavi yöntemi bulunmaktadır ve gelişen tıbbi imkanlar sayesinde efektif bir süreç sonrası insanlar çocuk sahibi olabilmektedir.

Kısırlık Belirtileri Nelerdir?

Kısırlık belirtileri, kadın ve erkeklerde farklılık gösterebilir. Adet döngüsünün düzensiz olması veya adet kanamasının hiç olmaması önemli bir semptom sayılabilir. Şiddetli adet dönemleri veya pelvik ağrılar, üreme sağlığı sorunlarının sinyali olabilir. Bunun yanında seks sırasında ağrı veya rahatsızlık hissetmek, üreme organlarında bir soruna dolayısıyla interfiliteye işaret ediyor olabilir. Unutulmaması gereken bir diğer konu da kadınların yanılgıya bağlı gebelik belirtileri yaşayabildikleridir.

Erkeklerde sperm sayısının azalması, hareketliliğinin düşmesi veya şekil bozuklukları, ciddi semptomların başında gelir. Bunların ardından ereksiyon sorunları veya cinsel istekte azalma gelir. Yine kronik testis ağrısı veya rahatsızlık, üreme sağlığı sorununun bir belirtisi olabilir. Sık tekrarlayan enfeksiyonlar da çoğunlukla "kısırlık belirtileri erkek" başlığı altında incelenir. İnterfilite tanısı koymak için genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:

  • Tıbbi geçmiş değerlendirmesi
  • Fiziksel muayene
  • Yumurtlama testleri
  • Hormon seviyeleri
  • Sperm analizi

Yaşam Tarzının İnterfilite Üzerindeki Etkisi

Günümüzde hızla değişen yaşam tarzı ve alışkanlıklar, insanların sağlığı üzerinde pek çok etki yaratmaktadır. Bunlardan biri ve belki en önemlisi de üreme sağlığı üzerindeki olumsuzluklardır. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, partnerlerin yaşam tarzının kısırlık üzerindeki belirleyici rolünü açıkça göstermektedir. Zararlı alışkanlıkların ve çevresel faktörlerin kısırlıkla doğrudan bağlantılı olabildiği kanıtlanmıştır.

Beslenme, bu konu başlığında ilk sıralarda gelmektedir. Kötü bir yeme içme alışkanlığı, genel sağlık durumunu etkilediği gibi kişilerin cinsel sağlığı üzerinde de büyük bir etkiye sahiptir. Fast food tüketimi, işlenmiş gıdaların ağırlıklı olarak tercih edilmesi, kısırlık riskini artırabilir. Öte yandan obezite, hormonal dalgalanmalara sebep olarak doğurganlık üzerinde negatif tesir bırakabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli ve besleyici bir diyetle birlikte düzenli egzersiz yapmak, interfilite riskini azaltma konusunda atılabilecek önemli bir adımdır.

Bunun yanında modern yaşam şekilleri, fiziksel aktivite düzeyini azaltmıştır. Oturarak geçirilen uzun saatler, hareketsizlikle sonuçlanabilir ve bu da kısırlık riskini artırabilir. Hareket etmek, vücut ağırlığının kontrolünü sağlamakla kalmaz, aynı zamanda hormon düzeylerini dengeleyerek üreme sağlığını da olumlu yönde etkileyebilir. Çiftler düzenli egzersizler yaparak kan dolaşımlarını artırabilir, üzerlerindeki stresi azaltabilir ve genel sağlık durumlarını iyileştirerek kısırlık riskine karşı olumlu etkiler yaratabilirler.

Birçok hastalığa sebebiyet veren sigara ve aşırı alkol tüketimi de kısırlığa yol açabilecek alışkanlıklardır. Sigara içmek, erkeklerde sperm kalitesini düşürebilirken, kadınlarda da yumurtalık rezervini azaltabilir. Yoğun alkol kullanımı ise hormon dengesini bozabilir ve üreme sistemi üzerinde toksik etkilere neden olabilir. Bu gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmede önemlidir.

Fazla önemsenmese de çevresel faktörlerin de insanların üreme sağlığı üzerinde etkileri büyük olabilmektedir. Uzun süre kimyasal maddelere maruz kalmak, endüstriyel kirleticiler ve pestisitler, istenmeyen birçok sonuca yol açabildiği gibi interfilite nedenleri arasında da yer alırlar. Bu nedenle, organik besinler tercih etmek, toksik kimyasallardan kaçınmak ve sağlıklı bir çevrede yaşamak, cinsel sağlığı korumak açısından değerlidir.

Sonuç

Çıkarılan verilere göre anne olma yaşı eskiye oranla ciddi ölçüde yükselmiş ve ortalama olarak 30 yaşın üzerine çıktığı görülmektedir. Aynı zamanda 25 yaş altındaki ebeveyn olan insanların sayısı da giderek azalmaktadır. Dünya genelinde ilk kez anne olan kişilerin yaş ortalamaları da yükselmiştir. Bunun sebepleri arasında yalnızca kadınların daha geç çocuk sahibi olma istekleri bulunmamaktadır. Aynı zamanda her iki taraf için de uzayan eğitim süreleri ve çalışma hayatları, evlilikler ve hamilelik üzerinde de etkilidir.

Birçok çift, evlilik olmasına rağmen çocuk sahibi olmak için acele etmemektedir. Ancak yaş, beraberindeki birçok faktörle birlikte kadın ve erkek için doğurganlık özelinde belirleyici olabilmektedir. 40 yaşını aşmış bir kadında kendi yumurtalarıyla gebelik ihtimali yaklaşık %5’lere düşmektedir. Daha ileri yaşlarda bu oran %1’lere kadar geriler. Erkeklerde de benzer şekilde sperm kalitesinde bozulmalar meydana gelmektedir. Hayat şartları, yaşam tarzı ve çevresel faktörler bir arada düşünüldüğünde, anne baba olma niyetindeki çiftlerin çok daha planlı hareket etmeleri gerekebilir.

Tüm risklere ve zorlaşan koşullara rağmen, hemen herkes için çocuk sahibi olma ümidi bulunabilir. Güçlü bir bağışıklık sistemi, yaşam tarzının iyileştirilmesi ve iyi bir planlama gebe kalma olasılığını ciddi şekilde arttırabilir. Op. Dr. Nurettin Türktekin, Türkiye’nin en başarılı kısırlık ve tüp bebek tedavileri merkezlerinden birinin sahibidir. Detaylı bilgi almak için lütfen iletişim bilgilerimizden bize ulaşın.

YUMURTALIK KİSTİ (OVER KİSTİ) NEDİR?

 

Yumurtalık kistleri, yumurtalığın içinde görülen içi sıvı ile dolu kese veya keseciklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları 3 cm'ye ulaşabilen folikül adı verilen kist oluşur. Sonra bu kist çatlar ve yumurta açığa çıkar. Gençlerde yumurtlama sorunu olan kızlarda çatlayamayan normal ya da fizyolojik folikül kistleri her ay büyüyerek 5-10 cm ye ulaşabildikleri gibi polikistik over diye adlandırdığımız küçük 0.5-1 cm boyutlarında dizi halinde çok sayıda görülebiliyor. Bu fonksiyonel olan kistlerin dışında iyi veya kötü huylu yumurtalık kistleri de her yaş grubunda görülebilmektedir.

En sık görülen fonksiyonel yumurtalık kistleri dışında kistler iyi veya kötü huylu tümöral kistler şeklinde olabilirler. Ayrıca enfeksiyon sonucunda apse şeklini almış kistler görülebilir ki bu duruma genellikle ağrı ve yüksek ateş eşlik eder.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Tedavi süreci çiftin durumuna ve seçilen tedavi yöntemine göre değişebilir. Tedavi süresi birkaç aydan birkaç yıla kadar farklılık gösterebilir.

Genetik faktörlerden dolayı kısırlık görülmüyorsa, kişinin sağlıklı yaşam tarzını benimsemesi bu sorunu önlemek için etkili olabilir. Ancak bu vakadan vakaya değişkenlik gösterir.

Kadınlarda 35 yaşından sonra kısırlık riski artar. Ancak erkeklerde yaşın kısırlık riski üzerindeki etkisi daha azdır.

Copyright © 2024 Dr. Nurettin TÜRKTEKİN. All right reserved.
Design By