Tüp bebek tedavisinin uygulandığı ilk yıllar ile güncel tedavilerin başarı oranları arasında çok ciddi bir fark vardır. Bu farkı yaratan en büyük etken teknolojik gelişmeler ve ilaçların kullanımı gibi görünse de son zamanlarda tedavide doğal süreçlerin daha da fazla yer alması başarı oranını yukarı taşımaktadır. Canlıların üreme sisteminin iyi analiz edilmesi, fizyolojik süreçlerin doğru okunması biz hekimlere pek çok ipucu vermektedir.
Doğal süreçlerde kadın vücudu milyonlarca yumurtaya sahip olsa da her bir adet döneminde sadece bir yumurta ile gebelik şansına sahiptir. Biz tüp bebek tedavisinde ilaç kullanımı ile bu döngüyü kırarak onlarca yumurta toplayabiliriz. Onlarca yumurta toplamak kadın da pek çok hormonun kan seviyelerini fizyolojik sınırları aşacak düzeye çıkarmaktadır ki çoğu hasta bu konuda gerek şikayetleri ile gerek biz hekimler ultrasonografi ile yumurtalık çaplarındaki artışlar, karın içinde sıvı birikmeleri gibi bulgular ile tespit edebiliriz. Şartlar böyle olduğunda yumurta topladığımız adet döngüsü içinde taze transfer ile gebelik oranlarını düşürmektedir. Gebelik şansını artırmak yada mevcut durumdan hastanın zarar görmesinin önüne geçmek için embriyoların dondurularak saklanması ve şartların daha elverişli olduğu bir başka adet döngüsünde donmuş embriyo transferi yapılması daha mantıklı olacaktır.
Donmuş olan embriyon veya embriyolar transfer edileceği zaman rahimin embriyo transferi öncesi hazırlık aşamasında iki farklı yol karşımıza çıkar. İlki natürel yani doğal rahim hazırlığı, ikincisi hormon verilerek rahim hazırlığıdır. Farklı hasta gruplarında tercih edilen bu yöntemlerin tabii ki birbirlerine üstünlükleri yoktur. Doğru hasta gruplarında daha iyi sonuç vermektedirler. Örneğin düzenli adet gören kadınlar doğal rahim hazırlama ile donmuş embriyo transferinde en yüksek gebelik şansına sahip iken; düzenli adet göremeyen kadınlar özellikle azalmış yumurtalık rezervi olan hastalar, polikistik over hastaları, endometriyozis hastalarında hormon kullanarak rahim hazırlığı daha emniyetli gözükmektedir.
Doğal rahim hazırlığındaki temel amaç kadın üreme sisteminin çalışma prensiplerinden faydalanmak ve rahim hazırlığının doğal bir şekilde oluşmasını bekleyerek gebeliğin tutunabilmesi için en doğru zamanın tespiti ve o gün embriyo ile endometriyumun buluşmasını sağlamaktır.
Kadın üreme sistemi yumurtalıklar, tüpler, rahim, hipotalamus ve hipofiz diye adlandırdığımız alt beyindeki hormon üreten çekirdekler ve bunlar arasında iletişimi sağlayan hormonları kastetmekteyiz. Doğal rahim hazırlığı için farklı zamanda yapılacak iki ultrasonografi muayene ve kandaki LH ve Progesteron seviyelerinin analizi için 3 yada 4 kez kan tetkiki yeterlidir. Bu sayede biz hekimler üreme sistemindeki tüm görevli organ ve hormonları takip ederek sistemin bize gebelik için artık hazırım dediği günü donmuş olan embriyonun transfer tarihi olarak belirlemiş oluruz.
Henüz Yorum Yapılmamış